Bir erkeğin yanında kendim gibi olabilmeyi özlemişim.
Son perdeden gülmeyi...
Bağırarak konuşmayı...
Edepsiz şakalar yapmayı...
Annemden bahsetmeyi...
Doyasıya sigara içmeyi...
Dumanını yüzüne üflemeyi...
Kedileri beslerken alay edilmeyi...
Onun gözlerine bakarken içimdeki sıcacık duyguyu...
El ele tutuşmanın güzelliğini...
Yolda yürürken popişini mıncıklayıp, onu delirtmeyi...
Bilmediğim bir dili çat pat konuşmaya çalışmayı...
Başka bir dilde "
Seni seviyorum." demeyi...
Aynı yatakta uyumayı...
Üşüyünce yanına sokulmayı...
Buz gibi ayaklarımı ayaklarıyla ısıtmayı...
Sultanahmet ve Aya Sofya'ya karşı, soğuk ama güneşli bir pazar sabahında kahvaltı yapmayı...
İstanbul'un kömürlü havasını içime çekerek;
"YAŞIYORUM!" diye haykırmayı...
0 yorum:
Yorum Gönder