Yarınki Linguistcis sınavının etkileri, iç ve orta kesimlerde yer yer üç buçuk atması, kıyı şeridindeyse göte dayanan yumurta kıvamıyla kendini göstermekte. Bizse -zeki, çevik ve iyi ahlaklı- öğrenciler olarak, sabah (öğlen) Güney Kampüs'te kahvaltı yapıp ardından Taşoda eşliğinde ders çalışarak, geri kalan zamanımızı da Metrocity'de alışveriş yapmayıp, bir öğrenci klasiği Burger King yiyerek değerlendiriyoruz. O anki ruh halimle, 2 saatlik bir çalışmanın ardından bir Taşoda daha yapabilirdim ama, dur dedim yavru kuş, deli mi s.kti seni?
Zannedersem s.kmedi.
Duş almak, bir sigara yakmak ve uyumak -ha bi de ders çalışmak- arasında gidip gelen bünyeme, kahve de fayda etmedi. Zaten akşamdan kalma kafam ve 5 saatlik uykumla bir de güneşi tepeden tepeden yememin vücudumda yarattığı tahribat kızarmış yanaklar, kuruyan gözler ve batan lensler olarak ortaya çıktı çıkacak. Hissediyorum geliyorlar.
Son olarak buradan seksapeli yüksek Linguistics hocamız Markus Pöchtrager'e seslenmek istiyorum. Dilerim kolay sorular hazırlamışsınızdır hocam. Zaten ilk dönem ortalama yapmışım, bele bele bi şeyler olmuş, götüm kalkmış falan. Şu güzel ortamı bozmaya ne gerek var şimdi. Di mi? Di?
Bu arada 14 Şubat'tan beri yazdığım ilk yazı bu olmuş. Minnoşum Dimitris'in doğum günüydü o gün. Bir daha da kalemi, defteri -klavyeyi- bırakmışım öyle. Şimdi aramız iyi ya, yeniden başlanmalı bence. Hatta diyorum Amerika'dayken bol bol fotoğraf çekip, yazı ekleyemesem bile en azından bir fotoğraflı Texas güncesi tutayım. Kim bilir... Orada ayağıma don bulamayacağım, orası kesin. İnterneti nereden bulacaksam artık!
1 yorum:
Nihayet!
Ortalamayı boşver, birkaç dönem yüksek olsun, gerisinde yatarak rahat geçebiliyorsun =) Yani en azından bizde öyle..
Yorum Gönder